Allah'ı görmüyorum olsa görürdüm diye düşünen ateiste verilen cevap!
Allah'ı görmüyorum olsa görürdüm diye düşünen ateist, çayın
içindeki eriyen şekeri görüyormusunuz? Güneşin aynı ışıkları Elmayı
tatlandırırken biberi acılaştırdığını da biliyor musunuz? Şöyle kafanızı
kaldırıp nereye baksanız görmek isterseniz görürsünüz ama inkar ederseniz ne
yapsanız göremezsiniz.
Musa a.s zamanında da kavmi çok delil istemişlerdi inkar
etmişlerdi ama bir çok delil göstermesine rağmen çoku inkar ettiler.
ALLAH NASIL MİSAFİR EDİLİR?
Musa Aleyhisselâmın ümmeti:
— Ya Musa! Rabbimizi yemeğe davet ediyoruz. Buyursun bir gün
misafirimiz olsun. Nemiz varsa ikram etmeye hazırız, dediklerinde Musa
Aleyhisselâm, onları azarladı. «Nasıl olur, Allah (hâşâ) yemekten, içmekten ve
mekândan münezzehtir.» Diyerek bir daha böyle bir şeyi akıllarından bile
geçirmemelerini tembihledi. Fakat Musa Kelîmullah Turu Sina'ya çıkıp, bazı
münacatta bulunmak istediğinde. Allah (c.c) tarafından şöyle nida olundu:
— «Ya Musa neden kullarımın davetini bana getirip
söylemiyorsun?»
Musa Aleyhisselâm: «Ya Rabbi, böyle daveti size gelip
söylemekten hayâ ederim. Nasıl olur, Zatı Ulûhiyetiniz onların söylediklerinden
beridir.» Dedi.
Allah (c.c.): «Söyle kullarıma, onların davetine Cuma akşamı
geleceğim.» Buyurdu.
Musa Aleyhisselâm gelip kavmini durumdan haberdar etti,
hazırlığa başlandı, koyunlar, sığırlar kesildi. Mümkün olduğu kadar mükellef
bir yemek sofrası hazırlandı. Çünkü misafir gelecek olan ne bir vali, ne bir
padişah, ne bir başka yaratıktı. Kâinatın yaratıcısı misafir olarak gelecekti.
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra, akşamüstü uzak yollardan geldiği belli;
Yorgun argın, üstü-başı birbirine karışmış bir ihtiyar gelip: «Ya Musa! Uzak
yollardan geldim, acım, bana bir miktar yemek verin de karnımı doyurayım.»
Dedi.
Hz. Musa Aleyhisselâm:
— Acele etme, hele şu testiyi al da biraz su getir bakalım.
Senin de bir katkın bulunsun. Biraz sonra Allah (c.c.) gelecek, dedi.
Tabii adam daha fazla diretmeden çekip gitti. Yatsı vakti
oldu, beklenen misafir hâlâ gelmedi. Sabah oluncaya kadar beklediler, hâlâ
gelen giden yoktu. Neyse ümidi kestiler. Hz. Musa Aleyhisselâm hayretler içinde
çok üzüldü.
İkinci gün Hz. Musa Aleyhisselâm Tur'a gidip:
— Ya Rabbi, mahcup oldum, ümmetim: «Ya Sen bizi kandırdın.
Ya Allah sözünde durmadı.» Diyorlar dediğinde, şöyle hitap olundu:
— Geldim ya Musa, geldim. Açım dedim, beni suya gönderdin,
bir lokma ekmek bile vermedin. Beni ne sen, ne kavmin ağırladı.»
Bunun üzerine Hazreti Musa Kelîmullah:
— Ya Rabbi bir ihtiyar geldi sadece, o da bir kuldu, Allah
değildi.
Bu nasıl olur? Dediğinde. Cenabı Allah (c.c):
— «İşte ben o kulum ile beraberdim. Onu doyursa idiniz, beni
doyurmuş olacaktınız. Çünkü ben ne semalara, ne yerlere sığarım, ben ancak aciz
bir kulumun kalbine sığarım. Ben o kulumla beraber gelmiştim. Onu aç olarak
geri göndermekle, beni geri göndermiş oldunuz.» Buyurdu.
Demek ki, Allah için yapılan her şey, bizzat Allah'ın
kendisine yapılmış gibi olmakta. Allah o kimseden razı olmaktadır.
Kaynak:Wowturkey-mustafabey01
Yorumlar
Yorum Gönder